RASHOMON
Senaryo
: Akira Kurosawa, Shinobu Hashimoto
Kurgu: Akira
Kurosawa
Yönetmen: Akira Kurosawa
Yapım Yılı: 1950
Ülke: Japonya
Filmin ilk sahnesi
şehir kapısında başlıyor ve son sahnesi de şehir kapısında bitiyor. Yağmurlu
bir gün. Aslında tüm film şehir kapısında üç kişisin konuşması ve geriye
dönüşler yapılarak geçiyor. Oduncu ve keşiş, bir yabancıya cinayetle ilgili
olayı anlatıyor. Herkesin mahkemede verdiği ifade birbirinden çok farklıdır.
Samurayın ruhunun, karısının, haydutun, oduncunun ve keşişin ifadeleri
birbirini tutmaz. Herkes olayı kendine göre değiştirmektedir. Herkes kendini
masum gösterecek tarzda ifadeler veriyor. Film bittiğinde de hala olayın gerçek
yüzünü öğrenemiyoruz. Orası bir soru işareti olarak kalıyor. Rashomon hakkında
Akira Kurosawa şunları söylemiştir:
‘’İnsanoğlu kendisine
karşı bile dürüst davranmakta zorlanmaktadır. Kendinden söz ederken, birtakım
hayal ürünü yalanlar ekleyerek daha ilginç görünmeye çalışır. Bu senaryo, bu
tür insanların bir portresini çizmektedir. Bunlar kendilerini olduklarından daha
iyi göstermek için yalan söylemeden hayatlarını sürdüremeyenlerdendir. Hatta
ölüp bu dünyadan geçmiş olsalar bile, filmdeki karakterlerden biri gibi, bir
aracıyla dünyada yaptıklarını anlatırken gene yalan söylemektedir. Egoizm,
insanoğlunun doğuştan gelen ve kefareti en güç ödenen günahıdır. Bu film
insanoğlunun bencilliği ve yalan söyleme yeteneği üzerinde yapılmış baş
döndürücü ve derinlemesine bir denemedir.’’ (Akira Kuroawa, 1994:
192)
Filmin sonlarına doğruda
şehir kapısında yabancı, keşiş ve oduncunun konuşması sırasında oduncu
samurayın ruhunun da yalan söylediğini söylüyor. Keşiş ruhlar yalan söylemez
diyor. Yabancı bunun üzerine ‘’İnsanlar kötü şeyleri unutmak ve yalan da
olsa iyi şeylere inanmak ister.’’ (Rashomon, şehir kapısı sahnesi) diyor.
Filmde sık sık geri dönüşlere yer verilmiştir.
Kamera gökyüzünü çekmiştir ve gökyüzünde pan yapmıştır. Zaman zaman ağaçların
tepelerinden aşağı doğru kamera tilt yapmıştır. Alt açı ve üst açı
kullanılmıştır. Uzak çekimlerde de arada alt ve üst açı kullanılmıştır.
Nesnelere ve yüzlere yakın çekim yapılmıştır. Karşılıklı diyaloglarda arka
arkaya gelen çekimlere yer verilmiştir. Orta çekim çok kullanılmıştır.
Özellikle mahkeme sahnesinde orta çekim sıklıkla kullanılmıştır. Karakterlerin
yüz ifadelerine ve vücut dillerine ağırlık verilmiştir. Yakın plan yüz
çekimleri yapılmıştır. Kamera, karakterlerin baktığı yerleri de gösteriyor.
Karakterleri çok fazla arkadan görmüyoruz. Çoğunlukla önden görüyoruz. Mahkeme
sahnesinde de arka planda oturan oduncu ve keşişi aydınlıkta, net bir şekilde
görebiliyoruz. Mahkeme sahnesinde kamera genelde sabit. Ön plandan çekim daha
fazladır mahkemede. Montaja çok fazla yer verilmiyor. Uzaklaşıyor ya da
yakınlaşıyor. Montajı bazı bölümlerde kullanıyor. Flashbacklerde montajı çok
görüyoruz. Karakterler, nesneler ve eylemler arasında montajla bağlantı
sağlanmıştır.
Mahkeme sahnesindeki diyaloglar kameraya karşı
yapılıyor. Karakterlerin konuştuğu kişileri görmüyor ve duymuyoruz. Sadece
anlatıp, cevap veriyorlar. Sorulan soruları da cevaplardan anlıyoruz. Arka
plandakilerin yüz ifadelerini görebiliyoruz. Arka planda oturanlar ön plandaki
kişilerle ilişki içerisinde. Konuşmalarla bağlantılı olarak yüz ifadeleri
değişiyor. Arka planda da bir dram var. Flashbacklerde kamera yürüyenleri takip
ediyor. Ayrıca kamera, ağaçların arasından karakterleri takipte ediyor. Karakterlerin
arasında uzun uzun bakışma sahneleri var.
Montaj ile aralarında bağlantı kurulmuştur.
Filmde, mahkeme sahnesinde birkaç kez sahne değişikliğinde bir önceki
görüntü yana kayarak bir sonraki görüntü giriyor. Mahkeme sahnesi boyunca arka
planda oduncu ve keşişi devamlı görüyoruz.
Mahkeme
Sahnesi Analizi
Oduncu
Orta çekim, boy plan. Oduncu
dizleri üstünde oturuyor, arka planda beyaz duvar var. Arka plan aydınlık,
oduncunun olduğu yer gölgede. Kamera sabit. Montaj yok. Kameraya karşı
konuşuyor, cevap veriyor. Karşısındaki konuştuğu kişileri görmüyor ve
duymuyoruz. Yüzünde endişeli bir ifade var. Biraz heyecanlı bir şekilde
anlatıyor. Olayla ilgili hiçbir şey görmediğini, sadece ormanda birkaç eşya
gördüğünü söylüyor. Konuşması bitince eğilip selam veriyor. Görüntü yavaşça
sağa kayıyor ve soldan yeni görüntü giriyor.
Keşiş
Orta çekim, boy plan.
Ön planda keşiş dizleri üstünde oturuyor. Arka planda oduncu aydınlıkta
oturuyor. Net bir şekilde görebiliyoruz oduncuyu. Keşişin bulunduğu yer gölge.
Kamera sabit. Kameraya doğru bakarak konuşuyor. Başını hafifçe yana çevirip
arkadaki oduncuya bakarak konuşmasına devam ediyor. Keşiş yüzünde sakin ve
üzgün bir ifade ile gördüklerini anlatıyor. Geriye dönüş yapılıyor. Orta çekim,
boy plan. Keşiş ormanda yürürken samuray ve at üzerindeki yüzü tülle örtülü
karısını görüyor. Keşişin yanından geçip gidiyorlar ve kameradan
uzaklaşıyorlar.Tekrar mahkemeye dönülüyor. Bel plan. Keşiş sözlerini bitirip
başını önüne eğiyor. Görüntü sağa kayıyor, soldan yeni görüntü giriyor.
Haydut
ve polis
Orta çekim, boy plan.
Kameranın önünde haydut ve polis. Arka planda keşiş ve oduncuyu görüyoruz.
Polis haydut hakkında bildiklerini anlatıyor. Polisin önünde oklar var. Haydut
mahkeme ile alakasızmış gibi umursamazca gökyüzüne bakıyor. Kamera kısa bir
süre gökyüzünü gösteriyor. Böylece nereye baktığını görüyoruz. Geriye dönüş
yapılıyor ve polis haydutu nasıl bulduğunu anlatıyor. Orta çekim, boy plan,
polis su kıyısında yürüyor. At sesi
duyuyor. Koşarak yerde yatan haydutun yanına gidiyor. Uzak çekim. At, yerde
yatan haydut ve yanındaki polisi görüyoruz. Haydut polisi suya iter ve orta
çekime geçilir. Haydut önde sinir krizi geçiriyor, polis arkada suyun içinde.
Polis başını yana çeviriyor ve kamera yavaşça sola doğru pan yapıyor. Yerdeki
okları ve atı görüyoruz. Mahkeme sahnesine geçiyor tekrar, polis anlatmaya devam
ederken aniden haydut kahkaha atarak bağırır ve polis ürker. Haydut anlatmaya
başlar. Haydutun yüzüne yakın çekim yapılıyor. Geriye dönüş, uzak çekim. Alt
açı. Tepe üstünde dört nala giden haydutu simsiyah bir gölge gibi görüyoruz
tepe ile birlikte. Gökyüzü bulutlu. Görüntünün sağından giriyor ve sola doğru
gidip çıkıyor görüntüden. Mahkemeye geri dönüp haydutun konuşmasını görüyoruz.
Tekrar tekrar geriye dönüşler yapılıyor. Kamera ağaçların tepesinden aşağıya
tilt yapıyor. Haydut uyuyor ağaç dibinde. Samuray ile karısı geliyor. Bir süre
samuray ile bakışıp yoluna devam ediyor. O sırada rüzgar eser ve haydut kadının
yüzünü görüp etkilenir. Haydut samurayı kılıç satmakla kandırır ve ormanın
derinliklerine çeker. Tuzak kurup iple bağlar. Kadının yanına gidip kadını
kocasına götürür. Kadın olanları gördükten sonra bir süre donup kalır. Sonra
bıçağını çıkarıp hayduta saldırır. Haydut kadını yakalar ve tecavüz eder. Bunun
üzerine kadın hayduta ya kocam ya da sen ölmelisin. Kazanan kişi ile yoluma
devam edeceğim der. Samuray ile haydut dövüşürler. Haydut samurayı öldürür.
Haydutun tüm olanlara
karşı umursamaz bir tavrı olduğunu görüyoruz. Kadının kendisinden etkilendiğini
ima edecek şekilde anlatıyor olayları. Sinsi bir zekaya sahip. Samurayı
kandırabiliyor. Anlattıklarından, haydutun samurayı öldürmek istemediğini ama
buna onu kadının teşvik ettiğini anlıyoruz. Kendini suçlu ama masum gibi
göstermeye çalışıyor.
Samurayın Karısı
Kadının konuşma
sahnesinde montaj daha çok kullanılmış. Kadını farklı açılardan görüyoruz. Üst
çekim yapılıyor. Kadın ağlayarak olayları anlatıyor. Üzüntüden kendini
parçalayacak gibi. Üst çekim ile kadını aciz, zavallı, acınacak halde
görüyoruz. Kadında olayı kendini masum gösterecek şekilde anlatıyor. Yüzüne
yakın çekim yapılıyor. Geri dönüş yapılıyor. Yakın plan, haydut güler. Uzak
çekim, Kadın ve samuray. Yakın çekim ağlayan kadın, kocasına bakıyor. Samuray
yüzüne bakmıyor. Kadın ısararla bakınca samuray kadına donuk ve öfke ile
bakıyor. Kadın, bu duruma çok üzülüyor. Ayağa kalkıyor, eline bıçağı alıp
ağlıyor. Samuraya doğru ilerlerken de bayılıp yere düşüyor. Mahkemeye geri
dönüş yapılıyor. Orta çekim, kadın acılar içinde daha sonraları kendini
öldürmeyi denediğini söylüyor. Ağlayarak yere kapanıyor. Arka planda keşiş ile
oduncuyu görüyoruz. Kadın kendini karşısındakilere acındırmaya çalışıyor,
güçsüz olduğunu göstermeye çalışıyor.
Medyum
Sahne, medyumun asasının
yakın çekimi ile başlar. Medyumu montaj ile farklı açılardan görüyoruz. Ayin
töreni yaparak samurayın ruhu ile iletişim kurar. Üst açı, uzak çekim, oduncu
ile keşişi arka planda oturup, medyumu izlerken görüyoruz. Uğultulu sesler ve
asanın sesini duyuyoruz. Medyumun yüzüne alt açı ile çekim yapılıyor. İçine
giren samurayın öfkeli ruhunu anlıyoruz bu çekim açısı ile. Fonda devamlı
uğultulu bir ses var. Medyum sabit durmuyor. Yerde ve ayakta hareket ediyor
devamlı. Yerde dönüyor. Yüzüne sık sık yakın çekim yapılıyor. Geri dönüş
yapılıyor ve samurayda olayı kendisine göre anlatıyor. Karısının hayduttan
etkilendiğini ve ona ihanet ettiğini ima ediyor. Karısını sorumlu tuttuğunu
anlıyoruz. Karısı hayduttan samurayı öldürmesini istemiştir. Bunun üzerine
haydut şaşır ve samuraya karısını öldürüp öldürmemesini sorar. Samuray
umursamaz. Kadın korkup kaçar. Haydut samurayı ormanda bırakıp gider. Ağaçlar
arasından gökyüzünü gösterir kamera. Samuray ellerini çözer, ayağa kalkıp yürür
ve ağlar. Sonrada yerdeki kılıcı alıp göğsüne saplayarak kendini öldürür.
Samurayın anlattığına göre, kendi kendini öldürmüştür. Burada da samurayın
kendi gururunu korumaya çalıştığını görüyoruz.
Şehir
Kapısı Sahnesi
Son olarak oduncu neler
gördüğünü hırsıza ve keşişe anlatır. Mahkemede başına bela almamak için
anlatmadığını söyler. Oduncunun anlattıklarına göre, kadın ikisini dövüşmeye
zorlamıştır. Uzun süre samuray, haydut ve kadın bakışırlar. Montaj ile
birbirlerine bakış sıralarını arka arkaya görüyoruz. Kadın ikisini de
kışkırtır. Kahkahalar atar. Samuray ve hırsız dövüşmeye başlayınca da kadın
saklanır. Orta çekimle haydut ile samurayı elinde kılıçla kameraya doğru
bakarken görüyoruz. Montaj ile ikisinin karşılıklı birbirlerine baktığını
anlatıyorlar. Yakın çekim ile kadın gösterilir, kamera yavaşça uzaklaşır
görüntüye kılıçlar ve samuray ile haydut girer. Haydut samurayı öldürür ve
kadının yanına gider. Kadın hayduttan
kaçar. Oduncu anlattığı hikayede kadının kullandığı
bıçaktan hiç bahsetmez. Bunun üzerine hırsız bıçağı oduncunun çaldığını anlar.
Oduncuda gördüklerini kendi çıkarı için değiştirerek anlatmıştır.
Sonuç olarak, filmde,
ölü ya da canlı herkes yaşanılan olayı kendi menfaatine göre anlatmaktadır.
Herkes bir başkasına suçu atarken, kendisini temizlemeye çalışıyor. Akira
Kurosawa, bu filmi ile insanların bencilliklerini ve yalan söyleme
alışkanlıklarını, başkalarını kandırmak için, kendilerini bile
kandırabileceklerine değinmiştir. Ayrıca Akira Kurosawa, ilk defa bu filmde
kameranın doğrudan güneşli gökyüzünü çektiğini söylemiştir. Bir çok açıdan
sinemaya yenilik taşıyan bir film olmuştur.
Kaynakça:
.
Akira
Kurosawa, 2006, Kurbağa Yağı Satıcısı,
İstanbul: Agora Kitaplığı
.
Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü, Kurgu.Tv, http://www.kurgu.tv/index.php?option=com_glossary&Itemid=55&task=list&glossid=1&letter=G&page=9
Rashomon | 1950 | Official Trailer | Akira Kurosawa
Yorumlar
Yorum Gönder